Var
Eşyalar görersen insana benzer,
insanlar görersen eşyalar kimi...
Bir de saatları bitmek bilmeyen bu geceler var,
üzü dönmüş yuxun da gelmez ki,
her şeyi unudub atasan yorğun başını bir daş yastıq üstüne.
Bir de deli-deli darıxmağın var bu anlarında,
üşüyen ümidine yorğan umarsan bu bumbuz gecelerden.
Bomboş qolların düşer yanına,
bumbuz dodaqlarından süzüler gecenin sessizliyine "seni çox sevirem" kelmesi,
bir mechula pıçıldarsan en gözel sözlerini tekrar-tekrar.
Bir de ellerini uzadıb yanındakı boşluğa sarılmağın var bu gecelerde.
Bir qucaq boşluq uyudarsan qoynunda ezizleyib oxşayaraq.
Bir de için-için ağlamağın var bu gecelerde,
atarsan özünü bir derin uçuruma.
Yene de seni tek qoymaz,
tutub ellerinden çıxarar sene sadiq yalnızlığın,
kimsesizliyin,
sonunda da siler gözlerini bir kor ümidin.
Bir de tutqun sabahlara oyanmağın var,
lenete gelmiş qara buludlardan göre bilmezsen sevdiyin Güneşi.
Uzaqdan uzağa göylere baxıb hayqırarsan "gel,Güneşim,gel" deye.
Bir de ellerini yanına,
başını çiyinlerine salıb qerib-qerib baxmağın var etrafına.
Birinci defe görürmüş kimi geler sene insanlar ve eşyalar.
Eşyalar görersen insana benzer,
insanlar görersen eşyalar kimi.
Bir de her şeyi boş verib yaşamağın var bu dünyada;
her gün aldada-aldada,
her gün aldana-aldana,
her gün azala-azala,
ve belece sessiz-sessiz...
insanlar görersen eşyalar kimi...
Bir de saatları bitmek bilmeyen bu geceler var,
üzü dönmüş yuxun da gelmez ki,
her şeyi unudub atasan yorğun başını bir daş yastıq üstüne.
Bir de deli-deli darıxmağın var bu anlarında,
üşüyen ümidine yorğan umarsan bu bumbuz gecelerden.
Bomboş qolların düşer yanına,
bumbuz dodaqlarından süzüler gecenin sessizliyine "seni çox sevirem" kelmesi,
bir mechula pıçıldarsan en gözel sözlerini tekrar-tekrar.
Bir de ellerini uzadıb yanındakı boşluğa sarılmağın var bu gecelerde.
Bir qucaq boşluq uyudarsan qoynunda ezizleyib oxşayaraq.
Bir de için-için ağlamağın var bu gecelerde,
atarsan özünü bir derin uçuruma.
Yene de seni tek qoymaz,
tutub ellerinden çıxarar sene sadiq yalnızlığın,
kimsesizliyin,
sonunda da siler gözlerini bir kor ümidin.
Bir de tutqun sabahlara oyanmağın var,
lenete gelmiş qara buludlardan göre bilmezsen sevdiyin Güneşi.
Uzaqdan uzağa göylere baxıb hayqırarsan "gel,Güneşim,gel" deye.
Bir de ellerini yanına,
başını çiyinlerine salıb qerib-qerib baxmağın var etrafına.
Birinci defe görürmüş kimi geler sene insanlar ve eşyalar.
Eşyalar görersen insana benzer,
insanlar görersen eşyalar kimi.
Bir de her şeyi boş verib yaşamağın var bu dünyada;
her gün aldada-aldada,
her gün aldana-aldana,
her gün azala-azala,
ve belece sessiz-sessiz...
Yorumlar
Yorum Gönder